21 Eylül 2009 Pazartesi

İlker Meral !

14 Eylül 2009 Pazartesi

Bilin bakalım hangi maç ?

Toplam şut 13 -12
İsabetli şut 5 - 4
İsabetli şut oranı %38 - %33
Korner 2-4
Ofsayt 3-8
Faul 9-7
Gol pozisyonu 6-6
Topla Oynama %49 - %50

Elimizde yukarıdaki istatistikleri üreten bir futbol karşılaşması ve bu maçın sonucunu tahmin etmesi istenen 5 kişi olduğunu düşünün.


Bugün asgari bir futbol bilgisine sahip diye nitelendirilebilecek 5 kişiye yukarıdaki istatistiki bilgileri dağıttım ve onlardan bu sayıları üreten maçın sonucunu tahmin etmelerini istedim.

Buyurunuz gelen tahminler ;
(0-0) , (1-1 ) ,(1-1) , ( 1-0) , ( 1-0 )

Bahis jargonu ile konuşalım , yapılan tahminlerin hiçbiri üst değil. Bu tahmini yapan kişilere de esasında hak vermemek elde değil. Zira toplam 9 adet isabetli şutun olduğu bir karşılaşmada vurulan neredeyse her 2 toptan birinin gol olmasi gerekir ki karşılaşma üst bitsin .
Yukarıdaki istatisiki bilgileri üreten karşılaşmanın sonucunu tahmin etmesini istediğim kişilerden maçın gerçek skorunu bilmek isteyenler oldu . Bu kişilere karşılasmanın 3-0 bittiğini söylediğimde pek tabii şaşırdılar . Evet Cumartesi günü oynanan Galatasaray - Besiktaş karşılaşmasının istatistik bilgileri bu sayılar .

Arada bariz denilebilecek bir fark yok değil mi ? Skor tabelası bizi yanıltmasın . Cumartesi günü gerek stadda gerekse de televizyonları başında bu karşılaşmaya şahit olanlar esasında tam anlamı ile denk iki takımın üreteceği istatistiği veren bir mücadelede oyuncu kalitesi farkının tabelaya bariz bir şekilde yansıdığı bir karşılaşmaya şahitlik ettiler .

Bu derbi mücadelesi aslında Galatasaray camiasi açısından sene başından beri yapılan kadro hamlelerinin ne kadar doğru adımlar olduğunun ispatlandığı bir karşılaşma oldu . Ta teknik kadrodan başlayarak değerlendirildiğinde korner ve taç atışı kullanmayı bile oyuncularına öğretmeyi görev olarak gören bir ekip , sahada olan ile kulübede oturan arasındaki kalite makasının yok denecek kadar azaldığı bir futbolcu kadrosu . Az laf çok iş . Ve sonuç ortada . Yürüyedurmaya devam .

13 Eylül 2009 Pazar

İki resim arasındaki tek fark



2005 yılı idi . Fransa'nın Metz şehrinden sözleşme imzalamak için geldikleri İstanbul'da hem mütevazı hem de ürkek bir çift görüntüsü altında Ali Sami Yen stadının çimleri üzerinde fotografçılara gülümsüyorlardı . O zaman objektiflere verdikleri bu pozun Futbolcu Eşleri konulu bir çok haberde En Çirkin Futbolcu eşi kategorisinde kullanılacağını bilselerdi böylesine mutlu poz verirler miydi bilinmez . Hoş bu karenin En çirkin Futbolcu Eşleri konulu magazinel haberlere konu olmasının yegane sebebi , futbolcu kahramanımızın o günden beri sürekli yükselen form grafiği ile dünyanın sayılı sporcuları arasına girmiş olması bunu kabul edelim. Dolayısı ile futbolcunun bonservis değerindeki artışın , eşinin güzelliğine de benzer oranda yansıdığını artık Almanya'da verdikleri pozlardan rahatlıkla anlayabiliyoruz .


Hep böyle mutlu olmalarını ve mutlu kalabilmeyi becermelerini dileyelim . Franck Ribery'inin eşinin geçirdiği dönüşümü meşhur kredi kartı reklamındaki sloganın içinin boşaldığı bir duruma örnek olarak vermek istiyorum . Paranın satın alabildiği bayağı bir şey varmış yahu .



Yazıyı yazmadan önce iki resimdeki bayanın aynı kişiler olup olmadığı konusunda şüphelerim vardı . Ne yalan söyleyeyim , hala emin değilim .

7 Eylül 2009 Pazartesi

1 bilet 2.165 TL





Evet başlığı yanlış okumadınız . Cumartesi günü oynanacak olan Galatasaray-Beşiktaş karşılaşmasında bir bilet 2.165 TL 'ye satılacak (mış ) . Bu bilgiyi okurları ile paylaşan hurriyet.com.tr editörlerine kocaman bir alkış . Zira bu editörler spordan ve futboldan o denli bihaber insanlar ki bir internet sitesine bir haber eklemeden önce o haberin doğru olup olmayacağını düşünebilecek yetkinlikte bile değiller .

Allahaşkınıza Türkiye'de hangi futbol müsabakasında bir adet biletin fiyatı 2.165 TL olur ?

Bu haberi buraya ekleyen editör bunu düşünemeyecek kadar bilgisiz ve cahil midir ?

Haberin içeriğine tıklandığında ise durumun "güler misin , ağlar mısın ? " formatına döndüğüne şahit oluyoruz. Öğreniyoruz ki Numaralı tribün Grup 2 kategorisindeki biletlerin 165 TL olan fiyatı editör arkadaşımız tarafından 2.165 TL olarak algılanmış ve haber başlığı olarak alınmasında bir sakınca görülmemiş .




Malesef basının durumu bu . Dikkatsizlik mi , dezenformasyon yaratılabilecek her durumu kullanma gayreti mi , cahillik mi ? Ya da hepsi mi ?

4 Eylül 2009 Cuma

Hep Böyle Kazanamazsın

Bugün alışageldiğimiz ve artık şaşırmadığımız bir yanlış haber durumu ile karşı karşıya kaldık.


Elimizde ne var ? Türk basının Amiral gemisi olmak ile övünen Hürriyet gazetesi ve o gazetenin spor yazarı olan bir kişinin bugün Elano hakkında yazdığı yazı - haber , bu habere bu basın kurumunun internet sitesinde yapılan yorumlar , bu haber hakkında Galatasaray Spor Kulübünden yapılan açıklama ve keza habere konu edilen Shaktar Donetsk kulübünün resmi internet sitesinden haber hakkında yapılan açıklama . Tüm bu verileri alt alta koyduğumuzda bir kısım basınımızın utandığımız hali ile bir kez daha yüzyüze geliyoruz .

Biri çıkıyor bir haber yazıyor, yazdığı haberide adı sanı belli bir Ukraynalı vatandaşa dayandırıyor. Habere göre Elano 15 gün parasını alamaz ise eğer sorun yaratırmış . Bu haberin içerisinde adı geçen Ukrayna takımının Basın Ofisi ise kendi resmi sitesinden yaptığı açıklama ile haberin yanlış olduğunu Elano hakkında böyle bir söylemde bulunulmadığını açıklıyor . Elano'nun resmi sporcusu olduğu ve işvereni olan Galatasaray Kulübü de bu açıklamayı temel alarak haberin yanlış olduğunu açıklamak zorunda kalıyor .

Bu haberin yanlış olduğu , haberi yazan kişinin gazetecilik etiğine uygun hareket etmediği açık iken bu bağlamda eleştirileri yapacağımız ve bu haberin yanlış ve yalan olduğunu iletmemiz için elimizdeki tek şans olan Hürriyet internet sitesi okuyucu yorumları bölümüne ise haber ile ilgili ne yazık ki yorum yazamıyoruz. Mevcut haberin yorum kısmı 10:22 'den beri güncellenmiyor .

Sözlerimizi habere konu olan sözleri söylediği şeklinde yanlış bilgi verilen Sergey Palkin'in Shaktar Donetsk'in resmi sitesindeki açıklamaları ile bitirelim . Belki bu tip yanlış haberleri yazmayı alışkanlık edinenler , " Yahu bu elin Ukrayna'lısı ne demiş acaba ? " diye merak eder okur ve suratları biraz olsun kızarır .

"I do not understand where the Turkish reporters could find such negative information. And the stranger thing is that it had been put down to my words. I think the Turkish media must publish their official denial. Otherwise, all Turkish supporters and football publicity will be misled."

"Bu tür olumsuz bilgileri Türk gazetecilerinin nereden edindiğini anlayamıyorum. Daha garibi bunları benim üzerime atmalarıdır. Türk medyası bu konuda hata yaptığını kabul etmelidir, yoksa bütün Türk taraftarlarını yanlış yönlendirmiş olacaktır"


Yazının başlığını ise şuradan seçtim . Sanki başlık ile bu beyefendi kendisine mesaj veriyor .

1 Eylül 2009 Salı

Home : Manchester United , Away : Chelsea

Mısır'ın ve Kuzey Afrika'nın en başarılı futbol takımı olan Al Ahly'nin forma lansman gecesinden iki kare.

Kulüp , müzesindeki 34 Mısır Ligi şampiyonluğu , 35 Mısır Kupası , 6 Afrika Şampiyonlar Ligi Kupası , 4'er adette Afrika Kupa Galipleri Kupası ve Afrika Süper Kupası ile tam bir kupa koleksiyoneri .


Bu sezonki sponsorları Vodafone . Göğüs reklamı İngiliz şirketi olunca herhalde forma tasarımlarında da Premier Lig takımlarından esinlenmemek olmaz diye düşünmüşler . Zira tanıtılan formalardan iç saha için kullanılacak olanı Manchester United , deplasmanda kullanılacak olan ise adeta Chelsea forması .

31 Ağustos 2009 Pazartesi

Perfect Strangers


Yaşı 30 üzeri olanlar iyi hatırlar . O zamanlar ismi Magic Box olan Star1 televizyonunda akşam kuşağında yayınlanan ve seyrine doyum olmayan bir Amerikan sit -com 'unun adıdır Perfect Strangers .

Bu seri dizide Mipos adlı bir Yunan adasından Chicago'da yaşayan kuzeni Larry'nin yanına göçen Balki adlı bir vatandaş ile kuzeninin başlarından geçen komik maceralar anlatılır . Bu dizinin ismi Türkçe'ye de Muhteşem İkili diye çevrilmiştir.


Peki biri size " Bu yılın futboldaki muhteşem ikilisi olma adaylarınız kimlerdir ? " diye bir soru sorsa cevabınız ne olur ? Ben tereddütsüz yukarıdaki resimdeki arkadaşların adlarını söylerim.

Birisi Türkiye'de oynamış , diğeri ise transfer sezonunda "İstanbul'a yolu düşer mi acaba?" diye ciddi ciddi ismi tartışılmış bir oyuncu idi.

Bu ikilinin yolları Bundesliga'da kesişti. Sezon başı Madrid yolcusu olacağı düşünülen ancak kulübünün satmaya yanaşmadığı Fransız'ın yanına Madrid'den Hollandalı bir misafir geldi .

Robben'in kramponlarına bağlı ancak çıplak göz ile görünmeyen sihirli değnekten midir bilinmez , Hollandalı Alianz Arena 'ya ayak bastığı ilk maçta hem kendi coştu hem de takımını coşturdu . Ve tabii bu aralar oldukça zor günler geçiren aynı zamanda hocası olan vatandaşına da bir nefes alma imkanı sağladı .

Kaka - Ronaldo veya Messi - Zlatan . Bence hiçbiri değil . Bu yılın muhteşem ikili oskarlarını bu arkadaşlar kazanır diye düşünüyorum . İlgi ile takip ediyor olacağım .