2005 yılı idi . Fransa'nın Metz şehrinden sözleşme imzalamak için geldikleri İstanbul'da hem mütevazı hem de ürkek bir çift görüntüsü altında Ali Sami Yen stadının çimleri üzerinde fotografçılara gülümsüyorlardı . O zaman objektiflere verdikleri bu pozun Futbolcu Eşleri konulu bir çok haberde En Çirkin Futbolcu eşi kategorisinde kullanılacağını bilselerdi böylesine mutlu poz verirler miydi bilinmez . Hoş bu karenin En çirkin Futbolcu Eşleri konulu magazinel haberlere konu olmasının yegane sebebi , futbolcu kahramanımızın o günden beri sürekli yükselen form grafiği ile dünyanın sayılı sporcuları arasına girmiş olması bunu kabul edelim. Dolayısı ile futbolcunun bonservis değerindeki artışın , eşinin güzelliğine de benzer oranda yansıdığını artık Almanya'da verdikleri pozlardan rahatlıkla anlayabiliyoruz .
Hep böyle mutlu olmalarını ve mutlu kalabilmeyi becermelerini dileyelim . Franck Ribery'inin eşinin geçirdiği dönüşümü meşhur kredi kartı reklamındaki sloganın içinin boşaldığı bir duruma örnek olarak vermek istiyorum . Paranın satın alabildiği bayağı bir şey varmış yahu .
Yazıyı yazmadan önce iki resimdeki bayanın aynı kişiler olup olmadığı konusunda şüphelerim vardı . Ne yalan söyleyeyim , hala emin değilim .
4 yorum:
Gözlerden belli, aynı hatun :) ama iki resim arasındaki fark için sadece Napolyon geldi aklıma; para, para, para.
Para para para... Şunu merak ediyorum. O zaman da Fransa 1. ligi'nde oynuyordu bu adam. Yani şu an Türkiye 1. Ligi'nde en normal takımda oynayan birinin bile altında son model 5.20 BMW'si var. Bunlar nasıl asimile olmadan koruyabilmişler kendilerini Metz'de oynarken.
İki fotoğraftaki hatun da ne kadar dönüşürse dönüşsün hoş değil
çirkin kadın yoktur, az solaryum vardır.
nişantaşı atasözü...
Yorum Gönder