20 Ocak 2009 Salı




Sanayi futbolunun son kahramanı


Bilirsiniz turizm için bacasız sanayi tanımlaması yapılır . Özellikle yaz aylarında bu sanayi dalından ülkeye girmesi ümit edilen dövizin ne kadar olacağı üzerine beylik tahminler havada uçuşur . Her yaz turizmi sezonunun sonunda da eldeki iki sayıdan kimseler memnun olmaz ; Hem turist sayısı , hem de yurda giren üzerinde yabancı ülke liderlerinin resimlerinin bulunduğu banknot sayısı.

Bu aralar turizm gibi bacası olmayan ama Rus doğalgaz boru hatlarının etkisinden sıyrılamadan Ortadoğu’daki petrol kuyularının hakimiyetine girmeye başlayan bir sanayi dalı daha var . Bu , bir sanayi dalına dönüştüğü ölçüde zevk için oynandığı günlerin ahlakından ve güzelliğinden gitgide çok şeyler yitirmeye başlayan futboldan başkası değil .


Neyse ki günümüzde hala artık “ Endüstriyel “ sıfatı ile beraber kullanmazsak ayıplandığımız futbolun içinde eski dönemlerdeki gibi yasak olan bir sevdanın peşinde koşan özgürlük savaşçılarından ve sırf bedensel gelişimlerinin tatmini için meşin yuvarlağı kovalayan kahramanlardan bir kaç tane mevcut .

Bunların en görkemlilerinden biri de Ricardo Izecson dos Santos Leite. Yani hepimizin bildiği ismi ile “Kaka”.


Son günlerde baş döndüren bir transfer trafiğinin baş aktörü, üzerinde doğdukları coğrafyanın kendilerine sunduğu zenginliğin pervasızlaştırdığı endüstriyel aktörlerin markajında idi Kaka . Bu süreçte 26 yıllık yaşamı boyunca belki de fiziksel olarak en fazla zorlandığı futbol maçından bile daha fazla zorlandığını tahmin etmek zor değil . Hem fiziksel hem de duygusal olarak . Neden mi duygusal ? Hani son günlerin moda deyimi ile duygusal . Yani işin ucundaki yeşil kağıtçıkların yaşattığı duygusallık . Bir düşünsenize ? Telaffuz edilen rakamların içerisindeki sıfırların bolluğu dünyanın en zengin ilk 10 kulübü listesine rahatlıkla sokacağımız Milan’ın yöneticilerinin bile aklını karıştırmaya yetti de arttı . Haksızda değiller hani . Her yılbaşı Milli Piyango’nun büyük ikramiyesini hayal ettiğimiz gibi o paraya neler neler yapılmaz diye bizler bile düşünmedik mi ?


Neyse ki korktuğumuz başımıza gelmedi . Bu filmin sonunun kötü bitecek , futbol topuna olan sevginin biraz daha azalacak olması ihtimalini bile düşünmek ne kadar zordu şu son bir kaç gün içinde . Belki Curva Sud’a hissettiremedik , onlarla birlikte bağıramadık , kulübün Kırmızı – Siyah renklerine sevdalı değiliz , Brezilya’lı bir topçunun İtalyan bir takımın taraftarları için ne ifade ettiğini anlatacak ve anlayabilecek son kişiler de olabiliriz .


Ama hepimiz bu oyunu seviyoruz . Aynı ilk günkü gibi bu oyuna aşığız . Para ile kirlenmemiş , futbolun sadece iş olsun diye oynandığı günleri özlüyoruz . Taraftarına kulak asan her topçuya da saygı duyuyoruz .


Bu ara en çok O’nu seviyoruz .Paranın kirlettiği futbol dünyasında temiz kalmaya karar vermiş Ricardo Izecson dos Santos Leite’yi.


Çok yaşa Kaka!